Eski bir yerleşim merkezi olan Osmaneli’nin adı, 1914 yılına kadar Melagina, Leukae, Lefke ve Pefka olarak geçmektedir. Lefke ve Pefka adlarının Rumca’da “kavaklık güzel yer”, “kavaklık ve çamlık güzel yer ve “bağlık, bahçelik ve kavaklık güzel yer” anlamlarını taşıdığını belirten üç farklı ifade vardır. Osmaneli’nden geçen Sakarya nehrinin kenarında bulunan kavaklıklar, çam ağaçlarının oluşturduğu ormanlar ve üzüm bağlarının bulunması, ayrıca İznik’in güneye açılan kapısının isminin “Lefke Kapı” olması bu tanımları desteklemektedir.1
Tarihi kaynaklarda, Osmaneli ve çevresi hakkında Antik Çağ’a ait bulunan bilgiler sınırlıdır. Bu hususta Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü kurucusu Prof. Dr. Turan EFE’nin ve Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Sami ÖZTÜRK’ün Osmaneli ve çevresinde yaptıkları yüzey araştırmaları, kentin antik çağ tarihine ışık tutması açısından çok önemlidir.